Doğa”nın ve onun akıcılığını, bütünün içindeki ilişkiler olan evrensel kurgu'yu görmek için özel bir çaba göstermek gerekir ki, aradığınız “şey”ler öne çıksın. Gezginin bu anlamda kısıtlayan bir kural yoktur; daha doğrusu, gezginin zaman gibi bir boyut sorunu yoktur. İnsanın içindeki boşluk olarak bilinen o soyut ortamda, evrenin bir şemasının benzerini özümser ve onu takip eder. 
Mistik Gezgin olarak yaşamayı ister yeni seçmiş olsun, isterse bir çok deneyimler kazanmış olsun; şunu bilmeniz  lazım:

Mistik Gezgin olmak biraz da insanın kendisinde doğuştan var olan mistik düşüncelerin farkında olup kendi bünyesinin emrinden çıkıp doğanın kendine özgü gizemini merak ederek bunları öğrenmeyi tercih etmesidir.

Bu nedenle mistik gezginlik, ender bir bakış açısıyla ayrıcalıklı düşünerek kendini bu boşluğa bırakmak ve daha önce hiç görmediği bir bilinmezi keşfetmeyi göze almaktır. Yani diğer bir deyişle; insanın akla dayanarak, fakat deneyimle edineceği bir üst sezgiyle kendi içinde yarattığı çetrefilli bir yolculuktur.
Lonesco şöyle demiş ;“ Hem içinde yaşadığımız kültürlerin hem de bedenlerimizin tutsağıyız; bütün bunların ötesinde çok daha derin hakikatler var mı, diye hep arayış içinde olmalıyız. Hakikati, yaşamın orijinali olarak kabul edersek, mistik gezgin ile normal insan arasındaki fark da, mistik gezginin hakikati idrak etmesine bağlıdır. 
Eğer gölgenizle bedeniniz arasında ilişkinin devam etmesini istiyorsanız ışığı hiç gözden kaçırmazsınız. Bu da o ışığın peşine bir kere takıldınız ise, artık kendi yaşantınızı sürekli denetim altında tutmanızı, başınıza gelen her olayı, tanıdığınız her kişiyi farklı ve derin görmenizi sağlayabilir.

Yolunuz üzere, her zaman yardıma hazırım. Kolay gelsin.